ON DÖRT MART'TA BAYRAM MI YAPALIM?
Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bir 14 Mart'ı daha kutladık. Bu vesile ile toplumun bütün kesimlerinin pek sevip vazgeçemediği sağlıkta dönüşümü bir miktar hatırlamakta yarar vardır:
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROJESİ NEDİR?
Milli bir proje değildir. Türkiye'nin sağlık sorunlarını çözmek ve geliştirmek için yapılmamıştır.
Sağlıkta dönüşüm sürdürülebilir ve uygulanabilir bir proje değildir. Bu uygulama sadece sağlık sistemimizi çökertmekle kalmamış, ülkenin varlığını da tehdit eden bir noktaya gelmiştir.
Proje daha önceden Dünya Ticaret Örgütüne verilen taahhütler gereğince uygulanmaya konulmuş ve Dünya Bankası tarafından yürütülmüştür. Projenin uygulanması için gereksiz ve ödemesi çok güç olan borç yükü altına girilmiştir.
Bu proje ile Türkiye'deki sağlık sistemi uluslararası tıp kartelinin kontrolüne girmiştir. Sağlık Sistemi tıp kartelinin ticaretinin önündeki engelleri kaldırmış ve gelirlerini arttırmıştır.
Sağlıkta dönüşüm her alanda dünyayı bir sömürge haline getirmenin sağlık ve sigortacılık sistemindeki adıdır. Bütün dünyada bu isim altında yürütülmektedir.
Proje aynı zamanda sağlık hizmetleri alanında bir özelleştirme projesidir.
Bu proje ile belediyeler dahil kamu kuruluşlarının sağlık hizmeti vermesi yasaklanmıştır.
Sağlıkta özelleştirme ve şirketleştirmeyi destekleme uğruna, özel hekimlik bitirilmiştir.
Proje ile Devlet Hastaneleri ve kamu mülkiyetinde olan SSK Hastaneleri ticari şirket haline getirilmiştir. Bu hastanelerin bir vergi numarası vardır. Hastaneler sağlık hizmeti vermek için değil, gelir ve hastalarını artırmak için çalışmaktadır. Hastanelerde bir çok hizmet artık özelleştirilmiştir. Bu hizmetler, çalışanlarını asgari ücrette ve uygunsuz koşullarda çalıştıran özel şirketlerce verilmektedir. Hastaneler kendi içlerinde kurdurulan röntgen ve tomografi merkezlerinden günlük kotaya göre tetkik yaptırtmaktadır.
Projenin nihai hedefinin, devletin sağlık hizmetinden tamamen çekilmesi olduğu açık olarak belirtilmektedir.
Proje ile hekim olmayan kişilere de herhangi bir şirket açar gibi hastane ve sağlık tesisleri açma imkânı verilmiştir.
Hastane ve sağlık kuruluşlarının verimliliğinden anlaşılan; hastane gelirlerinin ve hasta sayılarının artmasıdır. Projenin uygulanması ile gereksiz verilen sağlık hizmetlerine bağlı olarak hasta sayıları ve sağlık harcamaları orantısız bir şekilde artmıştır.
Türkiye uluslararası ilaç ve tıbbi malzeme şirketlerinin açık pazarı haline getirilmiştir. Sağlıkta dönüşüm sadece kartele yaramıştır. Kartelin gelirleri çok fazla miktarda artmıştır. Kontrolsüz bir şekilde artan sağlık harcamaları giderek bazı hizmetlerin ücretli hale gelmesine ve çoğu zaman sigortanın ödediğinden daha fazla bir paranın kişilerin ceplerinden çıkmasına yol açmıştır. Sağlık hizmetleri giderek daha pahalı ve ücretli olmaya başlamıştır.
Genel Sağlık Sigortası ile sağlık sigortacılığı da anlam değiştirmiştir. GSS'nin görevi arttırılan ve arttırılması hedeflenen sağlık giderlerinin ilk taksidini karşılamak olmuştur. Tüm halkı GSS'lı olmaya zorlayarak onlardan zorla prim toplamak diktatörce bir uygulamadır. Dünyada bir örneği de yoktur. Bu durumda halkın büyük bir çoğunluğu prim borçlarını ödeyemediği için sigortadan da yararlanamayacaktır.
Halkın tüm geliririnin GSS ile uluslararası tıp karteline pompalanması ve emekliliğin imkânsızlaştırılması neticesinde emeklilik sigortası da artık bir hâyâl haline gelmiştir.
Projenin bir amacı da OECD'nin de üzerinde önemle durduğu gibi, Türkiye'de devletin ve halkın kişi başına yaptığı sağlık harcamalarının arttırılmasıdır. Sağlık harcamalarının bu talebi karşılayacak şekilde arttırılmasına çalışmak demek, kazancımızın daha fazla ,bir kısmını kendi ihtiyacımız için değil, kartelin kazanması için ödememiz demektir.
Aile hekimliği denen kurum birinci basamağın özelleştirilmesi ve koruyucu sağlık hizmetleri denen hizmetlerin tamamen ortadan kalkması demektir.
Sağlık kuruluşlarının kâr amacı ile çalıştırılması sağlık çalışanlarında da bozulmaya yol açmaktadır. Kar amacı ile çalıştırılan hastaneler gelirlerini arttırmak için sağlık çalışanlarını ve hekimleri gereksiz işlemleri yapmak için zorlamakta ve bu işler için kendilerine bıçak parası (performans ücreti) vermektedir.
Sağlıkta dönüşüm, uygulanmaya çalışıldığı Avrupa ve diğer ülkelerin tersine Türkiye'de sağl ve sol yelpazedeki “tüm” siyasi parti, dernek ve sendikalarca desteklenmektedir. İleriki tarihlerdeki değerlendirmelerde bu nokta daima hatırlanmalıdır.
HALK VEYA KİŞİ OLARAK TALEPLERİMİZ NE OLMALIDIR?
Sağlıkta Dönüşüme hemen son verilmelidir.
Bir ticari şirket olarak işletilen devlet hastaneleri dahil sağlık kuruluşlarının acilen kamulaştırılması gerekmektedir. Bunun için bu hastanelerin SGK bünyesinde toplanarak kamu anlayışı ile hizmet vermesi sağlanmalıdır. Tüm halktan zorunlu olarak vergi toplamanın diğer bir şekli olan zorunlu sağlık sigortacılığına son verilmelidir.
Temel sağlık hizmetleri kamucu bir anlayışla ya ücretsiz ya da çok düşük ücretle verilmelidir. Sigortasız kişilerin zorunlu sağlık harcamaları devlet tarafından desteklenmelidir.
Temel sağlık hizmetleri dışında kalan sağlık hizmetleri özel hekim ve hastanelerce verilebilir.
Hastanelerdeki özelleştirilen bütün hizmetler de acilen kamulaştırılmalıdır.
Hastane çalışanlarının devlet memuru olmaları tekrar sağlanmalı ve taşeronlaştırmaya son verilmelidir.
Hekimlere performans adı altında verilen bıçak parasına son verilmelidir. Bir yandan performans diğer yandan ilaç ve tıbbi malzeme satışlarındaki komisyonlar nedeni ile hekimlik mesleği bozulmuştur.
Sağlık harcamalarında giderleri arttıran önemli bir unsur olan tıbbi ilaç, cihaz ve malzemeler in ithali ve alımı devlet tarafından yapılmalı ve ithalatı kontrol edilmelidir. Halkın parası ve emeği yabancı tekellerin kârlarını arttırmaya gitmemelidir. İlaç ve tıbbi cihaz ve malzeme ticaretinde kullanılan promosyon ve komisyonlar hekimlerin ahlâkını bozmuştur. Bu nedenle bu gibi ürünlerin alım satım ve tüketiminde keyfi hekim tercihlerinin engellenmesi ve bu ürünlerin alımının devlet tarafından yapılması şarttır.