Domuz gribinde skandal itiraf
http://www.milliyet.com.tr/domuz-gribinde-skandal-itiraf/dunya/sondakika/04.02.2010/1194708/default.htm?ver=50
4.2.2010
Tüm dünyada önce büyük panik sonra şüphe yaratan hastalıkta ilgili DSÖ'de çark etti...
Tüm dünyada önce panik, sonra korku ve son olarak kuşkuyla karşılanan domuz gribi hastalığı giderek daha büyük bir skandala dönüşüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün direktifleri doğrultusunda tüm dünyada gerçekleşen aşı kampanyaları ve milyarlarca dolara varan aşı ve ilaç stoklarına rağmen “Yanlış yapıyorsunuz” diyen bazı bilim adamları ilk aylarda tepkiyle karşılanıyordu.
Ancak son dönemde hastalığın neredeyse tamamen ortadan kaybolması ve ölüm vakalarının normal gripten ölümlerin bile kat kat altında kalması saygın bilim adamlarının da yavaş yavaş “domuz gribi abartıydı” diyen bu uzmanların yanına katılmasına sebep oldu.
Vatan Gazetesi'nde yer alan habere göre; ilk olarak Harvard Üniversitesi uzmanlarının araştırması, domuz gribinin mevsimsel gripten farkının bulunmadığını, öldürme riskinin daha düşük olduğunu ve aşılama kampanyalarının gereksiz olduğunu ortaya çıkardı.
İddialar üzerine domuz gribini “yüzyılın en büyük tıp skandalı” olarak tanımlayan Avrupa Konseyi Aile ve Sağlık Komisyonu Başkanı Wolfgang Wodarg, geçen ay AK Parti İstanbul Milletvekili Lokman Ayva ile Karabük Milletvekili Mustafa Ünal’ın da yer aldığı 14 Avrupa milletvekiliyle birlikte Avrupa Konseyi’ne “Domuz gribi sahte bir salgın mıydı, araştırılsın” başlıklı bir araştırma önergesi verdi.
WHO da çark etti
Önergenin kabul edilmesinin ardından önceki gün domuz gribi oturumunda ifade veren Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) hastalıkların sıklık ve yayılma düzenini inceleyen epidemioloji birimi direktörü Profesör Ulrich Keil, “Domuz gribi salgını ilaç üreticilerinin kârlarını artırmak için bu şirketlerle ortak olarak üretilen bir korku kampanyasıydı” diye konuştu. WHO grip direktörü Keiji Fukuda ise “Domuz gribi konusunda karar alan bilim adamlarımızın ilaç şirketleriyle herhangi bir çıkar anlaşmaları bulunmamaktadır” diye örgütü savundu.
WHO’da kalp hastalıkları konusunda bir numaralı uzman olarak kabul edilen Profesör Keil, Avrupa Konseyi’ndeki ifadesinde şu sözleri kullandı: “WHO, SARS ve kuş giribi konusunda da tüm tahminlerinde yanıldı. Kamu sağlığını ilgilendiren onca şey varken domuz gribi konusunda halkta büyük bir panik yaşanmasına sebep olduk ve bu tamamen abartılmış bir korkuydu. WHO’nun kararları ülkelerin sağlık bütçelerine çok büyük yük getirdi. İnsanların ölümüne sebep olan en önemli etkenlerin hipertansiyon, sigara, yüksek kolesterol, obezite, egzersiz yapmama, sebze ve meyve tüketiminin azlığı olduğunu çok iyi biliyoruz. Hükümetler, WHO’nun tavsiyesi doğrultusunda bu alanlara yatırım yapmaları gerekirken küresel bir salgın yaşanması yönündeki deliller çok zayıf olmasına rağmen domuz gribine yatırım yapmak zorunda bırakıldı.”
DSÖ Domuz Gribi Rezaletini İtiraf Etti
Domuz gribi salgınının Avrupa’dan sonra Dünya Sağlık Örgütü de ‘korku kampanyası’ olduğunu açıkladı. Sağlık Bakanlığı’ndan ise çıt çıkmıyor...
05 Şubat 2010 Cuma 01:02
1- Sahte salgın rezaletini dünya itiraf ettiRezaleti itiraf ettiler! Tüm dünyada önce büyük panik, sonra korku ve son olarak kuşkuyla karşılanan domuz gribi hastalığı giderek daha büyük bir skandala dönüştü. Domuz gribinin mevsimsel gripten farkının bulunmadığı, aşılamanın gereksiz olduğu ortaya çıktı. Dünya Sağlık Örgütü’nün bir numaralı uzmanlarından Profesör Ulrich Keil, “Tüm tahminlerinde yanıldık. Domuz gribi konusunda halkta büyük bir panik yaşanmasına sebep olduk” dedi. 2- Korku kampanyası diye duyurulduDomuz gribini “yüzyılın en büyük tıp skandalı” olarak tanımlayan Avrupa Konseyi Aile ve Sağlık Komisyonu Başkanı Wolfgang Wodarg araştırma önergesi verdi. Önergenin kabul edilmesinin ardından önceki gün domuz gribi oturumunda ifade veren Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) Prof. Ulrich Keil, “Domuz gribi salgını ilaç üreticilerinin kârlarını artırmak için bu şirketlerle ortak olarak üretilen bir korku kampanyasıydı” diye konuştu.3- Sağlık Bakanlığı suskunluğunu koruyorDomuz gribi tehdidiyle halkı günlerce paniğe sevkeden Sağlık Bakanlığı ortaya çıkan son gelişmeler karşısında suskunluğunu koruyor. Özellikle çocukları olan aileler perişan oldu. Çok kişi gereksiz yere ve riski göze alarak aşılandı. Sonuç olarak domuz gribi salgını palavra çıktı. Satın alınan aşılar kullanılmadı. Aşılara 1 milyar TL’ye yakın para ödendi. Rezalete kamuoyu tepki göstermezken, elinde 5 milyon doz aşı kaldığı söylenen Bakanlık ise sessiz.Akdağ tüm ülkeyi germiştiGeçtiğimiz yıl mart ayında başlayan domuz gribi haberleriyle birlikte Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalarla tüm Türkiye gergin bir havaya sokulmuş, yandaş profesörler, “Domuz gribi, pandemi vardır” diyerek insanları paniğe sevketmişlerdi. Yalan zincirinden dehşete kapılan insanlar ise özellikle çocuklara yönelik yapılan yalan haberlerle hastanelere akın etmişlerdi. Havaalanlarına milyonlarca dolarlık termal kameralar alınmış, kanserden ya da mide kanamasından ölen insanların bile domuz gribinden öldüğü açıklanmıştı.Kobay gibi mi kullanıldık?Eski bir Sağlık Bakanı Türkiye’nin domuz gribi aşılarında kobay olarak kullanılacağını iddia etmişti. Aşının yan etkilerinin henüz bilinmediğini belirten eski Bakan, “Bu aşıların henüz Faz -1 sonucu yoktur. Yani bizim insanlarımız denek olarak kullanılacak. Gelecek aşıları ilk önce AKP’lilerde kullansınlar” demişti. ABD’de yapılan aşının yan etkileri nedeniyle çok sayıda insanın ciddi rahatsızlıklar geçirdiğini iddia eden eski Bakan, aşı sonucu kalıcı felç bile yaşanabileceğini anlatmıştı.Aşılara 120 milyon ödendiSağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, önceki gün İstanbul’da düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, bakanlığını savundu ve çok başarılı bir operasyon yürüttüklerini söyledi. Türkiye’nin satın aldığı 8,4 milyon doz aşının yarısının kullanıldığını belirten Akdağ, elde kalan aşılarla ilgili sorunu ilgili firma ile görüşerek çözeceklerini kaydetti. Domuz gribi aşısı konusunda eski Sağlık Bakanı ve birkaç hocanın haksızlık yaptığını ifade eden Akdağ, aşılara ödenen paranın 120 milyon TL olduğunu açıkladı.Kavgayı bırak hesap verMeclis’teki ’peygamber’ kavgasında gözlüğünü ve ceketini çıkarıp vekillerin üzerine yürüyen Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın kavga etmeyi bırakıp Türkiye’de yaratılan sağlık skandalının hesabını vermesi isteniyor. Yapılan yanlışlığın Türkiye’yi zarara uğrattığını ve külhanbeylikle örtülemeyeceğini belirten milletvekilleri “Türkiye’nin sağlığı kimlere emanet, görüldü” yorumunu yapıyor. CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner, böyle bir davranışın yapılan yanlışlıkların üzerini örtemeyeceğini söyledi. Güner, domuz gribi diye lanse edilen hastalığın normal gripten farklı olmadığı anlaşılınca bir vurgun olduğu yönünde kamuoyuna kaygı saldığını belirterek şunları söyledi: Millet adına utandım“Sağlık Bakanı’nın yanlış uygulaması aslında Başbakan ile ters düşmesiyle birlikte ortaya çıktı. Bu noktadan sonra vatandaşlar kaygıya düştü. Türkiye’nin 500-600 milyon dolarının çöpe gittiğine dair ciddi kaygılar doğurdu. Bunun nedeni domuz gribi olarak lanse edilen hastalığın, normal gripten farklı olmadığının anlaşılması üzerine çıktı. Şimdi burada külhanbeylik yapmak, basitlikten öte gitmiyor. Gözümün önünde cereyan eden olayda, TBMM’de millet adına utandım” dedi.Akdağ hemen istifa etmeliCHP’li Rahmi Güner, Akdağ’ın bir devlet adamına yakışmayacak davranışlar sergilediğini söyledi. Güner şöyle konuştu: “Türkiye’yi zarara uğratan büyük bir olayın üstü bu tür davranışlarla kapatılamaz. Bu aslında bir TBMM Araştırma konusudur, bunun da ötesinde bir gensoru konusudur. Millet sağlık politikalarımızın kimlere emanet olduğunu açıkça görmüştür. Recep Akdağ hükümetten derhal istifa etmesi gereken kişilerin başında gelmektedir.”Domuz gribiyle ilgili konuşacak çok şey varMilletvekilleri, ihalesiz alındığı iddia edilen aşılar için Meclis soruşturması istiyor.TBMM’nin ana görevinin yönetimin sorunlarını tartışmak ve kanun çıkarmak gibi işlevler olduğunu belirten MHP Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu şunları söyledi: Zaman kaybediyoruz“Yaşanan olaylar hiçbir zaman kabul edilemez. Ancak, TBMM esas görevlerinin dışına çıkıp polemiklere kaydırılmak istenirse bu tür görüntüler ortaya çıkıyor. Elbette sorunlar konuşulmalı. Eğer Recep Akdağ’ın eski sağlık Bakanı’na karşı kişisel olarak hissettikleri varsa yeri orası değildi. Bu da zaten doğru olmaz. Bu konular konuşularak olur. Zaten Sağlık Bakanlığı’nın domuz gribiyle birlikte konuşulacak pek çok şeyi de bulunmakta. Bunlar konuşulması gerekirken, polemikler yapılarak zaman kaybettiriliyor. Olumsuz davranışlarla ne iktidar olunur, ne devlet yönetilir, ne de millet bunu kabul eder.” Yandaş profesörler aşıyı desteklemiştiTürkiye’de iktidara yakın profesör ünvanlı bazı bilim adamları, Sağlık Bakanı’nın domuz gribi aşısı olunması gerektiğiyle ilgili kamuoyuna yaptığı her konuşmasından sonra destekleyen açıklamalar yapıyorlardı. Hatta bunlardan bazıları daha da ileri giderek aşı olunmadığı taktirde kesin ölüm riski bulunduğunu söylemekten çekinmediler. Pandemi İzleme Bilim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise ise öleceklerin sayısını bile verdi ve uyardı: “Aşılamada istenilen seviyeye çıkılamadı. Tehlike büyüyor. Domuz gribinden ölenlerin sayısı 2400’ e çıkar.” (yeniçağ)
http://www.turktime.com/haber/DSO-Domuz-Gribi-Rezaletini-Itiraf-Etti-Dunya-Calkalaniyor%E2%80%A6-Bizde-Ise-Skandala-Cit-Yok/83372
DSÖ Domuz Gribi Rezaletini İtiraf Etti
Domuz gribi salgınının Avrupa’dan sonra Dünya Sağlık Örgütü de ‘korku kampanyası’ olduğunu açıkladı. Sağlık Bakanlığı’ndan ise çıt çıkmıyor...
05 Şubat 2010 Cuma 01:02
1- Sahte salgın rezaletini dünya itiraf ettiRezaleti itiraf ettiler! Tüm dünyada önce büyük panik, sonra korku ve son olarak kuşkuyla karşılanan domuz gribi hastalığı giderek daha büyük bir skandala dönüştü. Domuz gribinin mevsimsel gripten farkının bulunmadığı, aşılamanın gereksiz olduğu ortaya çıktı. Dünya Sağlık Örgütü’nün bir numaralı uzmanlarından Profesör Ulrich Keil, “Tüm tahminlerinde yanıldık. Domuz gribi konusunda halkta büyük bir panik yaşanmasına sebep olduk” dedi. 2- Korku kampanyası diye duyurulduDomuz gribini “yüzyılın en büyük tıp skandalı” olarak tanımlayan Avrupa Konseyi Aile ve Sağlık Komisyonu Başkanı Wolfgang Wodarg araştırma önergesi verdi. Önergenin kabul edilmesinin ardından önceki gün domuz gribi oturumunda ifade veren Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) Prof. Ulrich Keil, “Domuz gribi salgını ilaç üreticilerinin kârlarını artırmak için bu şirketlerle ortak olarak üretilen bir korku kampanyasıydı” diye konuştu.3- Sağlık Bakanlığı suskunluğunu koruyorDomuz gribi tehdidiyle halkı günlerce paniğe sevkeden Sağlık Bakanlığı ortaya çıkan son gelişmeler karşısında suskunluğunu koruyor. Özellikle çocukları olan aileler perişan oldu. Çok kişi gereksiz yere ve riski göze alarak aşılandı. Sonuç olarak domuz gribi salgını palavra çıktı. Satın alınan aşılar kullanılmadı. Aşılara 1 milyar TL’ye yakın para ödendi. Rezalete kamuoyu tepki göstermezken, elinde 5 milyon doz aşı kaldığı söylenen Bakanlık ise sessiz.Akdağ tüm ülkeyi germiştiGeçtiğimiz yıl mart ayında başlayan domuz gribi haberleriyle birlikte Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalarla tüm Türkiye gergin bir havaya sokulmuş, yandaş profesörler, “Domuz gribi, pandemi vardır” diyerek insanları paniğe sevketmişlerdi. Yalan zincirinden dehşete kapılan insanlar ise özellikle çocuklara yönelik yapılan yalan haberlerle hastanelere akın etmişlerdi. Havaalanlarına milyonlarca dolarlık termal kameralar alınmış, kanserden ya da mide kanamasından ölen insanların bile domuz gribinden öldüğü açıklanmıştı.Kobay gibi mi kullanıldık?Eski bir Sağlık Bakanı Türkiye’nin domuz gribi aşılarında kobay olarak kullanılacağını iddia etmişti. Aşının yan etkilerinin henüz bilinmediğini belirten eski Bakan, “Bu aşıların henüz Faz -1 sonucu yoktur. Yani bizim insanlarımız denek olarak kullanılacak. Gelecek aşıları ilk önce AKP’lilerde kullansınlar” demişti. ABD’de yapılan aşının yan etkileri nedeniyle çok sayıda insanın ciddi rahatsızlıklar geçirdiğini iddia eden eski Bakan, aşı sonucu kalıcı felç bile yaşanabileceğini anlatmıştı.Aşılara 120 milyon ödendiSağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, önceki gün İstanbul’da düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, bakanlığını savundu ve çok başarılı bir operasyon yürüttüklerini söyledi. Türkiye’nin satın aldığı 8,4 milyon doz aşının yarısının kullanıldığını belirten Akdağ, elde kalan aşılarla ilgili sorunu ilgili firma ile görüşerek çözeceklerini kaydetti. Domuz gribi aşısı konusunda eski Sağlık Bakanı ve birkaç hocanın haksızlık yaptığını ifade eden Akdağ, aşılara ödenen paranın 120 milyon TL olduğunu açıkladı.Kavgayı bırak hesap verMeclis’teki ’peygamber’ kavgasında gözlüğünü ve ceketini çıkarıp vekillerin üzerine yürüyen Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın kavga etmeyi bırakıp Türkiye’de yaratılan sağlık skandalının hesabını vermesi isteniyor. Yapılan yanlışlığın Türkiye’yi zarara uğrattığını ve külhanbeylikle örtülemeyeceğini belirten milletvekilleri “Türkiye’nin sağlığı kimlere emanet, görüldü” yorumunu yapıyor. CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner, böyle bir davranışın yapılan yanlışlıkların üzerini örtemeyeceğini söyledi. Güner, domuz gribi diye lanse edilen hastalığın normal gripten farklı olmadığı anlaşılınca bir vurgun olduğu yönünde kamuoyuna kaygı saldığını belirterek şunları söyledi: Millet adına utandım“Sağlık Bakanı’nın yanlış uygulaması aslında Başbakan ile ters düşmesiyle birlikte ortaya çıktı. Bu noktadan sonra vatandaşlar kaygıya düştü. Türkiye’nin 500-600 milyon dolarının çöpe gittiğine dair ciddi kaygılar doğurdu. Bunun nedeni domuz gribi olarak lanse edilen hastalığın, normal gripten farklı olmadığının anlaşılması üzerine çıktı. Şimdi burada külhanbeylik yapmak, basitlikten öte gitmiyor. Gözümün önünde cereyan eden olayda, TBMM’de millet adına utandım” dedi.Akdağ hemen istifa etmeliCHP’li Rahmi Güner, Akdağ’ın bir devlet adamına yakışmayacak davranışlar sergilediğini söyledi. Güner şöyle konuştu: “Türkiye’yi zarara uğratan büyük bir olayın üstü bu tür davranışlarla kapatılamaz. Bu aslında bir TBMM Araştırma konusudur, bunun da ötesinde bir gensoru konusudur. Millet sağlık politikalarımızın kimlere emanet olduğunu açıkça görmüştür. Recep Akdağ hükümetten derhal istifa etmesi gereken kişilerin başında gelmektedir.”Domuz gribiyle ilgili konuşacak çok şey varMilletvekilleri, ihalesiz alındığı iddia edilen aşılar için Meclis soruşturması istiyor.TBMM’nin ana görevinin yönetimin sorunlarını tartışmak ve kanun çıkarmak gibi işlevler olduğunu belirten MHP Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu şunları söyledi: Zaman kaybediyoruz“Yaşanan olaylar hiçbir zaman kabul edilemez. Ancak, TBMM esas görevlerinin dışına çıkıp polemiklere kaydırılmak istenirse bu tür görüntüler ortaya çıkıyor. Elbette sorunlar konuşulmalı. Eğer Recep Akdağ’ın eski sağlık Bakanı’na karşı kişisel olarak hissettikleri varsa yeri orası değildi. Bu da zaten doğru olmaz. Bu konular konuşularak olur. Zaten Sağlık Bakanlığı’nın domuz gribiyle birlikte konuşulacak pek çok şeyi de bulunmakta. Bunlar konuşulması gerekirken, polemikler yapılarak zaman kaybettiriliyor. Olumsuz davranışlarla ne iktidar olunur, ne devlet yönetilir, ne de millet bunu kabul eder.” Yandaş profesörler aşıyı desteklemiştiTürkiye’de iktidara yakın profesör ünvanlı bazı bilim adamları, Sağlık Bakanı’nın domuz gribi aşısı olunması gerektiğiyle ilgili kamuoyuna yaptığı her konuşmasından sonra destekleyen açıklamalar yapıyorlardı. Hatta bunlardan bazıları daha da ileri giderek aşı olunmadığı taktirde kesin ölüm riski bulunduğunu söylemekten çekinmediler. Pandemi İzleme Bilim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise ise öleceklerin sayısını bile verdi ve uyardı: “Aşılamada istenilen seviyeye çıkılamadı. Tehlike büyüyor. Domuz gribinden ölenlerin sayısı 2400’ e çıkar.” (yeniçağ)
http://www.turktime.com/haber/DSO-Domuz-Gribi-Rezaletini-Itiraf-Etti-Dunya-Calkalaniyor%E2%80%A6-Bizde-Ise-Skandala-Cit-Yok/83372
DSÖ Domuz Gribi Rezaletini İtiraf Etti
Domuz gribi salgınının Avrupa’dan sonra Dünya Sağlık Örgütü de ‘korku kampanyası’ olduğunu açıkladı. Sağlık Bakanlığı’ndan ise çıt çıkmıyor...
05 Şubat 2010 Cuma 01:02
1- Sahte salgın rezaletini dünya itiraf ettiRezaleti itiraf ettiler! Tüm dünyada önce büyük panik, sonra korku ve son olarak kuşkuyla karşılanan domuz gribi hastalığı giderek daha büyük bir skandala dönüştü. Domuz gribinin mevsimsel gripten farkının bulunmadığı, aşılamanın gereksiz olduğu ortaya çıktı. Dünya Sağlık Örgütü’nün bir numaralı uzmanlarından Profesör Ulrich Keil, “Tüm tahminlerinde yanıldık. Domuz gribi konusunda halkta büyük bir panik yaşanmasına sebep olduk” dedi. 2- Korku kampanyası diye duyurulduDomuz gribini “yüzyılın en büyük tıp skandalı” olarak tanımlayan Avrupa Konseyi Aile ve Sağlık Komisyonu Başkanı Wolfgang Wodarg araştırma önergesi verdi. Önergenin kabul edilmesinin ardından önceki gün domuz gribi oturumunda ifade veren Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) Prof. Ulrich Keil, “Domuz gribi salgını ilaç üreticilerinin kârlarını artırmak için bu şirketlerle ortak olarak üretilen bir korku kampanyasıydı” diye konuştu.3- Sağlık Bakanlığı suskunluğunu koruyorDomuz gribi tehdidiyle halkı günlerce paniğe sevkeden Sağlık Bakanlığı ortaya çıkan son gelişmeler karşısında suskunluğunu koruyor. Özellikle çocukları olan aileler perişan oldu. Çok kişi gereksiz yere ve riski göze alarak aşılandı. Sonuç olarak domuz gribi salgını palavra çıktı. Satın alınan aşılar kullanılmadı. Aşılara 1 milyar TL’ye yakın para ödendi. Rezalete kamuoyu tepki göstermezken, elinde 5 milyon doz aşı kaldığı söylenen Bakanlık ise sessiz.Akdağ tüm ülkeyi germiştiGeçtiğimiz yıl mart ayında başlayan domuz gribi haberleriyle birlikte Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalarla tüm Türkiye gergin bir havaya sokulmuş, yandaş profesörler, “Domuz gribi, pandemi vardır” diyerek insanları paniğe sevketmişlerdi. Yalan zincirinden dehşete kapılan insanlar ise özellikle çocuklara yönelik yapılan yalan haberlerle hastanelere akın etmişlerdi. Havaalanlarına milyonlarca dolarlık termal kameralar alınmış, kanserden ya da mide kanamasından ölen insanların bile domuz gribinden öldüğü açıklanmıştı.Kobay gibi mi kullanıldık?Eski bir Sağlık Bakanı Türkiye’nin domuz gribi aşılarında kobay olarak kullanılacağını iddia etmişti. Aşının yan etkilerinin henüz bilinmediğini belirten eski Bakan, “Bu aşıların henüz Faz -1 sonucu yoktur. Yani bizim insanlarımız denek olarak kullanılacak. Gelecek aşıları ilk önce AKP’lilerde kullansınlar” demişti. ABD’de yapılan aşının yan etkileri nedeniyle çok sayıda insanın ciddi rahatsızlıklar geçirdiğini iddia eden eski Bakan, aşı sonucu kalıcı felç bile yaşanabileceğini anlatmıştı.Aşılara 120 milyon ödendiSağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, önceki gün İstanbul’da düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, bakanlığını savundu ve çok başarılı bir operasyon yürüttüklerini söyledi. Türkiye’nin satın aldığı 8,4 milyon doz aşının yarısının kullanıldığını belirten Akdağ, elde kalan aşılarla ilgili sorunu ilgili firma ile görüşerek çözeceklerini kaydetti. Domuz gribi aşısı konusunda eski Sağlık Bakanı ve birkaç hocanın haksızlık yaptığını ifade eden Akdağ, aşılara ödenen paranın 120 milyon TL olduğunu açıkladı.Kavgayı bırak hesap verMeclis’teki ’peygamber’ kavgasında gözlüğünü ve ceketini çıkarıp vekillerin üzerine yürüyen Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın kavga etmeyi bırakıp Türkiye’de yaratılan sağlık skandalının hesabını vermesi isteniyor. Yapılan yanlışlığın Türkiye’yi zarara uğrattığını ve külhanbeylikle örtülemeyeceğini belirten milletvekilleri “Türkiye’nin sağlığı kimlere emanet, görüldü” yorumunu yapıyor. CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner, böyle bir davranışın yapılan yanlışlıkların üzerini örtemeyeceğini söyledi. Güner, domuz gribi diye lanse edilen hastalığın normal gripten farklı olmadığı anlaşılınca bir vurgun olduğu yönünde kamuoyuna kaygı saldığını belirterek şunları söyledi: Millet adına utandım“Sağlık Bakanı’nın yanlış uygulaması aslında Başbakan ile ters düşmesiyle birlikte ortaya çıktı. Bu noktadan sonra vatandaşlar kaygıya düştü. Türkiye’nin 500-600 milyon dolarının çöpe gittiğine dair ciddi kaygılar doğurdu. Bunun nedeni domuz gribi olarak lanse edilen hastalığın, normal gripten farklı olmadığının anlaşılması üzerine çıktı. Şimdi burada külhanbeylik yapmak, basitlikten öte gitmiyor. Gözümün önünde cereyan eden olayda, TBMM’de millet adına utandım” dedi.Akdağ hemen istifa etmeliCHP’li Rahmi Güner, Akdağ’ın bir devlet adamına yakışmayacak davranışlar sergilediğini söyledi. Güner şöyle konuştu: “Türkiye’yi zarara uğratan büyük bir olayın üstü bu tür davranışlarla kapatılamaz. Bu aslında bir TBMM Araştırma konusudur, bunun da ötesinde bir gensoru konusudur. Millet sağlık politikalarımızın kimlere emanet olduğunu açıkça görmüştür. Recep Akdağ hükümetten derhal istifa etmesi gereken kişilerin başında gelmektedir.”Domuz gribiyle ilgili konuşacak çok şey varMilletvekilleri, ihalesiz alındığı iddia edilen aşılar için Meclis soruşturması istiyor.TBMM’nin ana görevinin yönetimin sorunlarını tartışmak ve kanun çıkarmak gibi işlevler olduğunu belirten MHP Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu şunları söyledi: Zaman kaybediyoruz“Yaşanan olaylar hiçbir zaman kabul edilemez. Ancak, TBMM esas görevlerinin dışına çıkıp polemiklere kaydırılmak istenirse bu tür görüntüler ortaya çıkıyor. Elbette sorunlar konuşulmalı. Eğer Recep Akdağ’ın eski sağlık Bakanı’na karşı kişisel olarak hissettikleri varsa yeri orası değildi. Bu da zaten doğru olmaz. Bu konular konuşularak olur. Zaten Sağlık Bakanlığı’nın domuz gribiyle birlikte konuşulacak pek çok şeyi de bulunmakta. Bunlar konuşulması gerekirken, polemikler yapılarak zaman kaybettiriliyor. Olumsuz davranışlarla ne iktidar olunur, ne devlet yönetilir, ne de millet bunu kabul eder.” Yandaş profesörler aşıyı desteklemiştiTürkiye’de iktidara yakın profesör ünvanlı bazı bilim adamları, Sağlık Bakanı’nın domuz gribi aşısı olunması gerektiğiyle ilgili kamuoyuna yaptığı her konuşmasından sonra destekleyen açıklamalar yapıyorlardı. Hatta bunlardan bazıları daha da ileri giderek aşı olunmadığı taktirde kesin ölüm riski bulunduğunu söylemekten çekinmediler. Pandemi İzleme Bilim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise ise öleceklerin sayısını bile verdi ve uyardı: “Aşılamada istenilen seviyeye çıkılamadı. Tehlike büyüyor. Domuz gribinden ölenlerin sayısı 2400’ e çıkar.” (yeniçağ)
http://www.turktime.com/haber/DSO-Domuz-Gribi-Rezaletini-Itiraf-Etti-Dunya-Calkalaniyor%E2%80%A6-Bizde-Ise-Skandala-Cit-Yok/83372
KUŞUN GRİBİ, DOMUZUN GRİBİ YA SONRA?..MUSTAFA YILDIRIM
.jpg)
26 Nisan - 6 Mayıs 2009 (13 gün) |
Domuz Gribi
|
Verem
|
Ölüm sayısı |
31
|
63.066
|
Haber sayısı |
253.442
|
6.501
|
Haber / Ölüm oranı |
8176
|
0.1
|
Ülke |
Olay sayısı
|
Ölümler
|
Ölüm oranı %'si
|
Sıklık
|
Türkiye |
1 870
|
19
|
% 1.02
|
98'de bir
|
Çin |
59 478
|
30
|
% 0.05
|
1 983'de bir
|
Almanya |
25 285
|
8
|
% 0.03
|
3 161'de bir.
|
Toplam (Dünya)* |
647 420
|
7 931
|
% 1.23
|
82'de bir
|
WHO Dünya**
|
482 300
|
6 071
| | |
GRİP MEVSİMİ GELDİ İTHAL AŞI PAZARI AÇILDI
Mustafa Yıldırım'ın yazısı
Son yıllarda çevremde kim “grip” aşısı olsa hemen yatağa düşüyor ve kendi deyişleriyle yerlerde sürünüyorlar. Bu yetmezmiş gibi tüm dünyaya yayılan hayvan gripleri yüzünden hayvanlara yanaşmaz olduk. Konuların içyüzünü araştırmadan insanları yönlendiren medya cambazlarını bir yana bırakıp “grip aşısı” olayını Op. Dr. Uğur Yılmaz’la konuştuk. Konuştukça ezberim dağıldı.
Uluslararası tıp karteli, grip aşılarını sonbaharda pazarlıyor. Tüketim hastalığına tutulmuş olan insanlar hipermarketlerden çıkıp kitlelerle aşıya koşuyorlar. Bu nasıl oluyor?
Mevsim yaklaştıkça tüm insanların grip aşısı olması gerektiğine inandırma propagandası yoğunlaşıyor. Kitleler, tıp kartelinin kazancını ve uğrayacakları zararı hesaplamadan aşılanmaya koşuyorlar.
Her yıl yinelenen bu oyunun perde arkasına bir an baksak mı?
Gribe neden olan tek bir virüs yoktur. Genetik yapısı durmaksızın değişen birçok virüs hastalığa neden olur. Dünyanın değişik bölgelerinde değişik virüsler bulunur. Virüsler hep aynı kalamazlar ve sürekli değişirler.
Virüsler sürekli değiştiklerine göre insandan insana geçerken ne olur?
Virüs kişiden kişiye geçerken hastalık yapma yeteneğini yitirir ve aynı zamanda yapısını da değiştirir.
Hangi virüs neden olursa olsun grip hastalığı çok tehlikeli midir?
Grip, dünya çapında salgınlar yaratan tehlikeli ve ölümcül bir hastalık değildir.
Dünya boyutunda hiç mi salgın yoktur?
Bu olasılık çok zayıftır. Geçen yüzyılda yalnızca iki salgın oldu.
Salgın dendiğine göre neden bu kadar az rastlanıyor?
Dünyanın değişik bölgelerinde görülebilecek virüsler birbirinden ayrı türlerdir. Bütün dünyayı tutabilecek bir salgın gerçekleşme olasılığı çok düşüktür. Aşırı endişelenme ve korkuya gerek yoktur.
“Korkmayın” diyorsunuz; ama ya ölümler?..
Çevreden virüs nedeniyle, genel durumu bozuk, bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde hafif bir grip enfeksiyonu, başkaca ateşli hastalıklarda olduğu gibi insan yaşamını tehlikeye sokabilir. Virüs grip aşısıyla alınınca da ateşli hastalık olabilir ve yaşamı tehlikeye sokar.
Aşılanan çocuklar nasıl etkileniyor?
Ülkemizde klinik gözlemi, raporları yok; ama bu konuda somut verilere dayalı bir çalışmayı Mayo Clinic gerçekleştirdi: 263 hasta çocuğun durumunu saptadılar. Aşılanan çocukların hastaneye yatırılacak denli hastalanmaları oranının aşılanmayan çocuklara göre üç (3) kat daha çok olduğunu saptadılar. Ayrıca astımı olan çocuklarda bu oranın daha da yüksek olduğu gözlendi. Bu konu için Science Daily’nin yayınına bakılabilir. (http://www.sciencedaily.com/ releases/ 2009/05/090519172045.htm)
Grip aşıları bizi hastalıktan korumuyor mu?
Grip aşıları, Kuzey Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinde en fazla görülen virüslere karşı yapılmaktaydı. Aşılar, zaten bir yıl önce dünya ve bölge çapında salgına neden olmamış virüslerden yapıldığı için, bu virüslerin ertesi yıl hastalığa ve salgına yol açma yetenekleri azalmış olacaktır.
Aşı hiç mi etkilemez?
Bu aşılar, teorik olarak üretildikten bir yıl sonra Kuzey Amerika ve Avrupa’da aşıdaki virüslerin yol açtığı bir salgın olursa bir dereceye kadar yararlı olabilir; fakat bu da çok düşük bir olasılıktır. Çünkü gündemdeki virüsler bir yıl sonra değişecektir. Oysa dünyanın başka bölgelerinde yaşayan insanların bu virüslerle karşılaşma ve hastalanma olasılığı çok zayıftır. Tek bir virüsle oluşan kızamık ve benzeri virüslere karşı ancak yıllarca süren bir aşılama ile koruma sağlanabilmektedir.
Hastalık bulaşıcı olduğuna göre…
Bulaşma olasılığı bulunan başka virüsler dünyanın değişik bölgelerinde de vardır; gelişebilirler ve buradan da yayılabilirler. Bunlara karşı aşının zaten etkisi olmayacaktır.
Aşılanan insanlar hemen gribe yakalanıyorlar; bu insanlar zayıf mıdırlar?
Aşı zayıflatılmış virüslerden oluştuğu için aşılanan kişiler genellikle hafif, fakat bazen orta ve ağır şiddette hastalık geçirebilirler. Belirli virüslere karşı geliştirilen aşıların bu virüslere karşı bile koruyuculuğu zayıftır. Bu durum, oluşan antikorla ölçülür; oran % 50-80 arasında değişmektedir.
Aşı etkisi kesin olarak ölçülemiyor mu?
Kanda virüslere karşı oluşan antikorla ölçülür; ama böyle bir çalışmanın geniş kitleler üzerinde yapılması pratik değildir ve böyle bir çalışma da yapılmamıştır. (İnsanlarda aşılanan virüslere karşı, 3. ve 6. ay sonunda ne oranda antikor oluştuğu ölçülmemiştir.)
Aşıların koruma etkisi, aşılanmayı izleyen oldukça uzun bir süreden sonra gerekli antikorların yeterli oranda oluşmasıyla başlar. Bazen hiç antikor da oluşmayabilir de. Oluşan antikorlar aşıda bulunmayan virüslere karşı sağlığı korumaz.
Bu durumda aşı hiç koruyucu olamayabiliyor mu demek istiyorsunuz? Aşı etkisi incelenmiyor mu?
Mantık gereği, aşıların koruyucu olamayacağı açık olmasına karşın, aşıların etkisiyle ilgili yalnızca bir tek çalışma yapılmıştır. ABD'de 2003’te gerçekleştirilen bu çalışmada aşıların beklenildiği gibi etkisiz olduğu anlaşılmıştır. ABD resmi yayınından bakılabilir.(http://www.cdc.gov/ OD/OC/MEDIA/pressrel/fs040115.htm)
Aşıların ölüm oranlarını düşürdüğü ileri sürülüyor…
Aşıların bir yandan grip salgınlarını önleyemeyeceği kabul edilirken, öte yandan ölümleri azaltacağı ileri sürülmekteydi. Ne var ki bir grip salgınında aşılananlar arasında ölüm oranının daha yüksek olduğu görüldü.
Bu nasıl olur?
İnsanlarda görülen her türlü ateşli hastalığa, soğuk algınlığına “grip” tanısı konuluyor. Bu büyük bir hatadır. Grip virüslerinin yanı sıra doğada insana bulaşabilen birçok virüs ve hastalık vardır. Bu nedenle grip olduğu söylenen her hastalığın “grip” olmadığı ve bu tanının bir varsayım olduğu unutulmamalıdır.
Yani ölümler, başka hastalıklardan da olabilir. Bu durumda sormak zorundayım: Gribe karşı geliştirilen aşı ve ilaçların etkili olup olmadığı ölçülebilir mi? Hastalığı hafifletir mi?
Ateşli hastalıkların ortalama bir süresi olmadığı gibi, seyri kişiden kişiye de değişir. Başlangıç ve bitiş anı saptanamaz. Bu nedenle ilaçların ve aşının, hastalık süresini kısalttığı, şiddetini azalttığı tümüyle yalnızca varsayımdır. Bir ülkede ya da salgındaki bütün virüslerin aynı tür olamayacağı da unutulmamalıdır.
Aşıların hastalığı önleme yeteneğinde kesinlik yoksa niçin grip aşısı kuyruğuna giriyoruz?
Toplum bir yandan siyasi otoritelerin de yardımı ile korkutuluyor. Önemli bir soruna neden olmayacak bir hastalığa karşı aşı kampanyası başlatılıyor. Dünya veya bölge çapında salgınların (epidemi) görülmemesi de yapılan bu etkisiz aşılama ve ilaçlara bağlanıyor. Aşılar tıp kartelinin sürekli pazarlanan hastalık ve buna uygun ilaç-aşı geliştirme stratejisine uygun olarak üretilen ticari ürünlerdir.
Koruyuculuğu son derece kuşkulu olan, daha doğrusu “ya tutarsa” gibi bir varsayıma dayanılarak uygulanan aşının bize zararı olur mu?
Önemli bir soru! Bölgemizde hiç karşılaşmayacağımız, tanışmayacağımız birçok virüs, aşı olarak bedenimize yerleştirilmiş oluyor. Bu virüsler hücre içinde çoğaldığı için DNA yapısına girerek bir çok hastalık ve bozukluğu neden olurlar. Daha da önemlisi aşıların içinde koruyucu olarak cıva (mersol) ya da formaldehit maddeleri bulunmaktadır. Formaldehit kanser yapıcıdır ve cıva da beyinde birikme yeteneğine sahip bir ağır metaldir. Yinelenen aşılarla biriken civanın zehirleme etkisi çoğalır. Bu nedenle otizm ve müzmin yorgunluk sendromu ya da yavaş virüs enfeksiyonu gibi hastalıkların arttığı ileri sürülmektedir.
Biraz komplo teorisi gibi olacak; ama sormadan edemeyeceğim: Virüsler kötü niyetlilerce silah olarak kullanılabilir mi?
Aşı üretimi sırasında başka sitomegalo virüsler, kuş gribi virüsleri gibi virüslerin aşıya karışabildiği saptanmıştır. Aşılar kötü niyetli devletler tarafından biyolojik silah olarak kullanılabilir; bu şekilde birçok virüs aşıya karışarak değişik virüs enfeksiyonlarına neden olabilir. Bu konu için şu yayına bakılmalıdır: http://www.healthtruthrevealed.com /articles/1034537003/article
Korunacağız derken zaten siyasal bunalımlar içinde güç bela sürdürdüğümüz yaşamımızı tıp sanayisinin çıkarları uğruna iyice tehlikeye atıyoruz; öyle mi?
Ne yazık ki öyle!..
21 Ekim 2009
GATS ANLAŞMASI KAPSAMINDA BULUNAN HİZMET SEKTÖRLERİNİN SINIFLANDIRILMIŞ LİSTESİ
GATS ANLAŞMASI KAPSAMINDA BULUNAN HİZMET SEKTÖRLERİNİN SINIFLANDIRILMIŞ LİSTESİ Çeviri: Selim Yılmaz Aşağıdaki sınıflandırma 1994...
-
GATS ANLAŞMASI KAPSAMINDA BULUNAN HİZMET SEKTÖRLERİNİN SINIFLANDIRILMIŞ LİSTESİ Çeviri: Selim Yılmaz Aşağıdaki sınıflandırma 1994...
-
SAĞLIK HİZMETLERİNDE VERİMLİLİK ANLAYIŞI VE BUNUN SAĞLIK SİSTEMİNDEKİ SONUÇLARI 1. GİRİŞ Verimlik, bir üretim ya da hizmet sisteminin üret...
-
mai ve küreselleşme karşıtı çalışma grubu Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (GATS) TÜRKİYE VE GATS T.C. Hazine Mü...