ELEKTRİKLİ SİGARA YASAĞI VE SİGARANIN SAĞLIĞA ZARARLARI ÜZERİNE
Sıradan bir kişi şöyle düşünmektedir: “Tıp ilerlemiştir. Artık insan sağlığı için nelerin zararlı olduğu belirlenmiştir. Başımızdaki kişiler halkın sağlığına çok düşkündür ve insan sağlığına zararlı hiçbir maddeye, gıdaya, ilaca ve teknolojiye izin vermez. Son derecede sağlıklı bir ortamda yaşıyoruz. Artık gündelik sağlık sorunları ile uğraşmıyoruz. Bunlar artık kesin olarak çözülmüştür. Tıbbın amacı insanı ölümsüz yapmaktır. Tıp artık kanseri, kalp hastalıkları, bütün enfeksiyon hastalıkları ve bu hastalıklara neden olan doğada bulunan bütün virüs, bakteri, ve parazit gibi mikro organizmaları yok etmeyi ve nihai olarak insanı ölümsüz yapmayı hedeflemektedir.” Artık masallarda olduğu gibi “ab-ı hayat” suyunu aramaya gerek yoktur. Modern tıp bütün bunları bulup emrimize sunmaktadır. Vb, vs,vs,vs….”
Bu yalanlar bütün insanları aldatmaya yettiği gibi kimse bu şablonun dışında düşünememekte ve düşünmekten korkmaktadır. Modern tıp anlayışının geliştirdiği bütün teknikler ve ürünlere rağmen kanser, kalp hastalıkları durmadan artmakta ve sokaklarda modern tıbbın saldırısına uğramış bir çok gazi, sakat dolaşmaktadır.
Kanser ve kalp hastalıkları ve bu hastalıklarla mücadele gündeme geldiğinde hemen ilk akla gelen ve saldırılan ürün sigaradır. Devlet bir yandan üzerine açıkça “SAĞLIĞA ZARARLIDIR” diye yazdığı ürünün açıkça satışına izin vermektedir. İzin vermekten öte sigara tekellerinin istekleri doğrultusunda her türlü yabancı sigaraya izin verilmiş ve yerli sigara endüstrisi bunların eline terk edilmiştir. Bu yabancı sigara tekelleri yerli tütünden daha zararlı Virjinya tütününü ithal ederek ürettikleri bu sigaralara bol bol bu tütünü eklemeye başlamışlardır. Ürettikleri sigaralarda tütüne uyguladıkları bazı muamelelerle sigarayı daha da bağımlılık yapan bir maddeye döndürmüşlerdir.
Harvard Üniversitesinde yapılan bir çalışmada sigaralardaki nikotin oranının 1998-2005 yılları arasıdan yüzde 11 oranında arttığı bildirilmiştir. Sigara dumanında en tehlikeli madde nikotin değildir. Fakat sigaradan bahsedildiğinde kanser ve kalp hastalıklarından sonra hemen akla nikotin getirilir. Nikotinden başka 4 bin civarında kanseri arttırıcı madde bulunmaktadır. Sigaranın bütün günahları nikotin üzerine yıkıldıktan sonra sigaraya karşı mücadele nikotine karşı mücadeleye dönüştürülerek diğer zararları ve zararlı maddelerden uzaklaşılmış olunur. Nikotini azaltmak suretiyle de sigaranın bütün zararlı etkilerinden kurtulmuş olacağımız işlenir. Benzer mantık egzoz gazlarının bütün zararlarının sadece katalitik dönüştürücülerle yok edilmesi yanılgısında olduğu gibi işlemektedir.
Sigaradaki nikotinin en zararlı madde olarak ilan edilmesinin yanında nikotin ilaç olarak da kullanılabilmektedir. Nikotin şizofreni, bunama, Parkinson hastalığı gibi tedavisi bulunmayan hastalıklarda önerilmektedir. Burada şüphesiz sigara ve nikotinin bu amaçla kullanılmasını tavsiye etmiyoruz. Bu zararlı bir maddenin ilaç olarak dahi kullanılmasına nasıl izin verilebildiğinin diğer bir örneğidir. Eğer bir madde sigarada veya elektrikli sigarada zararlı ise ilaç olarak başka bir kutuda pazarlandığında nasıl zararsız olabilmektedir?
Uluslar arası ilaç karteli de zehirli ve zararlı olarak tanımladığı bir maddeyi diğer taraftan ilaç olarak da satabilmektedir. Uyuşturucu ve bağımlılık yapan bir çok madde de durum böyledir.
Sigaranın diğer zararlı etkileri arasında ise müzmin bronşit, koku ve tat alma hislerinin kaybolması, parmaklar, dudak ve diş etlerinde sararma, kadınlarda erken menopoz (adetten kesilme), deride yaşlanma ve bozulma, kemiklerde osteoporozu arttırma (yaşlandırma), seste kalınlaşma ve boğuklaşma, iktidarsızlık, sigara kokan bir ağız dahil bir çok zararlı etkisini sayabiliriz. Sigara üreticileri aynen ilaç üreticileri gibi ürettikleri ürünün bir defa veya bir süre kullanılmasını değil alışkanlık ve bağımlılık yaratarak devamlı kullanılmasını amaçlarlar. Toplumun bir kesiminde sigaraya karşı tepki oluşmaya başladığında da “hafif” sigaralar, sigara filtreleri piyasaya sürülür. Bütün bunlar gerçekte sigarayı bırakmak istemeyen veya sigarayı bırakmadan zararlarından korunmak isteyen kişilerin can kurtaran simididir.
Topluma yaygın medya denetimi, basın, TV ve diğer bütün araçlarla düşünmemek öğretilmiştir. İnsanlar yalan, masal, efsane dinlemekten ve aldatılmaktan hoşlanmaktadır. Biz bunu sadece sigarada değil her alanda görmekteyiz. Soyutlama ve mukayese yeteneği ortadan kalkmıştır. Sigara ile ilgili soruyu şöyle sormak ve cevap aramak daha mantıklı olabilir. Toplum için en tehlikeli alışkanlık sigara mıdır? Kanser ve kalp hastalıklarını arttıran temel neden sigara mıdır?
Her ne kadar ABD yönetimi kişilerin dikkatini asıl tehlikeden başka yöne yöneltmede kullandığı araç sigara ise de toplum için en tehlikeli madde sigara değildir. Bugün için toplum için en tehlikeli madde fosil yakıtlarıdır. Enerji elde etmekte kullanılan bu yakıtların en fazla kullanıldığı alan motorlu taşıtlarda kullanılan benzin ve mazot ile ısıtma ve enerji elde etme amacı ile kullanılan kömür, doğal gaz ve diğer fosil yakıtlarıdır. Kanserin de esas nedeni bu fosil yakıtlarla özellikle sağlık piyasasında durmadan artan oranda ve sürekli uygulanan radyolojik tetkikler, sintigrafiler ve tomografilerdir. Kimse insan sağlığı için bu kadar zararlı olan motorlu taşıtların, fosil yakıtların, gereksiz ve zararlı radyolojik tetkiklerin yasaklanmasını düşünememektedir bile…
Ülkeleri yöneten uluslar arası şirketler ve onların yönetimindeki hükümetler daima esas üzerinde değil ayrıntılar üzerinde durarak toplumları aldatmaktadır. Toplum kanserle korkutulur. Bunun sebebi olarak sigara gösterilir. Sigarada da en tehlikeli maddenin nikotin olduğu söylenir. Daha sonra sigara karşıtı mücadele nikotin azaltmaya yönlendirilir. Kanser için de devamlı tarama testleri, erken teşhis, vitamin ilaçları gibi saçma sapan önlemler piyasaya sürülür.
Yukarıda sigaranın zararsız bir madde olduğunu değil fosil yakıtlar, egzoz gazları ve radyasyondan daha az zararlı olduğunu söyledim. Şüphesiz ki toplumunda sigaranın sadece satışının değil kullanımının da yasaklanması gerekmektedir.
İşte bu noktada birden bire sigarayı bıraktırmada kullanılan ve kullanana sadece nikotin veren bir aracın yasaklanması gündeme girmiştir. Fakat nikotin bantları ve diğer seçenekler yasaklanmamıştır. Tütün çiğneyerek nikotini alabilirsiniz. Daha da önemlisi nikotinden başka dört bine yakın kimyasal içeren sigaraların satılmasına devam edildiği halde, sigaraya göre zararı mukayese bile edilemeyecek bir ürün zararlı kabul edilerek yasaklanmaktadır. Bu cihazı kullananlar dumandan başka sigara katranı ve diğer yan etkilerinden de korunmuş olmaktadır. Şimdiye kadar piyasaya sürülen ürünler (nikotini azaltılmış sigara, sigara filtresi gibi) kişilerin sigara içmesini azaltmaya değil onların sigarayı güvenli bularak daha da fazla içmesine neden olmaktaydı. Fakat elektrikli sigara, sigara alışkanlığına karşı ciddi bir düşmandır. Kişiler sigara yerine bu ürünü kullanabilir veya sigara içmeyi bırakabilir. Her iki durum da sigara kartelinin çıkarlarına terstir ve onların arzu etmediği bir durumdur. Sigara eğlence endüstrisinin vazgeçemeyeceği bir üründür. Kendisi bağımlılık yaptığı gibi bazı uyuşturucular da sigara vasıtası ile içilmektedir.
Satılan sigaraların üzerinde “insan sağlığına zararlı” olduğu yazılmaktadır. Bunun gibi insan sağlığına zararlı ve halen üzerine böyle bir ibare konulmayan bir çok ürün, ilaç ve malzemenin de özgürce satılabildiğini düşündürmektedir.
Açık ve kapalı yerlerde sigara satışının engellenmesi ise bu konu ile ilgili değildir. Bu yasak da özelleştirme öncesi Tekel sigara fabrikalarının satış değerini düşürmek için çıkarılmıştır. Ve bu kararın uygulanması ve değiştirilmesi için makul bir süre vardır. İktidarın, bu konuda kararlıysa, sadece sigara içilmesini değil, bu ürünlerin üretilmesini ve satışını da yasaklaması gerekirdi. Bu konuda kararlı olan hükümetler niçin yabancı sigara devlerine iç pazarı açmışlar ve sigara endüstrisini yabancı kartellere terk etmişlerdir?
17.1.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder